Kıyma ve Peynirde ki Hileler

Bir arkadaşım yakınlarına ait bir markette belli bir süre çalışmış. Marketçilerin kıyma ve peynir hileleri şöyle:

Kıyma: Bol yağlı ve sinirli etlerden kıyılan kıymanın üzerine bolca tuz serpilir. Aksamdan tuzlanan kıyma sabah vitrine koyulduğunda 1. sınıf yağsız kıyma halini almıştır. Evet aksamdan tuzlanan kıyma tuzun etkisi ile kırmızılaşmış ve görüntü olarak yağsız kıyma halini almıştır.

Peynir: Ucuz peynir tenekesi açılır. Vitrinde iki ayrı yer hazırlanır. Birinin etiketine az yağlı fiyatı 2 milyon ise diğerinin etiketine tam yağlı fiyatı 3 milyon yazılır. Ucuz peynir tenekesinden çıkarılan peynir her iki yere de konur. Böylece vatandaş bir güzel dolandırılmış olur. Konu ile ilgili yaşadığı bir olayı da aynen aktarıyorum. Bir gün yaşlı bir teyze geldi. Peynirlere baktı pahalı olandan bir kilo ver evladım dedi. Bende kendisine acıdığım için teyzecim ikisi de ayni peynir sana bundan vereyim diye uyardım. Ancak teyze haklı olarak sen bana adi peynir mi yedirmek istiyorsun diye kızdı ve pahalı etiket konan adi peyniri alıp gitti.

Sonuç dürüst insanlar yetiştirmekten geçiyor sanırım. Bu zihniyeti taşıyan insana siz hangi mesleğe koysanız mutlaka bir hilesini bulacaktır.
Abdurrahman SAĞLAM E-MAIL: abdurrahmansaglam@hotmail.com

sikayetvar.com

Tüm Yazıyı Oku

Akbil ile ücretsiz aktarma reklamlarına inanmayın!



Akbil'de sizi bilgilendirmek istemiyorlar. Ancak uyanık olursanız ve de farkına varırsanız, soruyorsunuz ve aktarmanın her zaman için ücretsiz olmadığını öğreniyorsunuz.

Örneğin 20 dakikadan önce içinde araç değiştiriseniz tekrar para alınıyor. Eminönü'nden Üsküdara vapurla geçtiniz. İşinizi 1.5 saat içinde tamamladınız tekrar vapurla dönmeye kalktınız. Ücretsiz aktarma diye birşey yok. Neymiş aynı hatta aktarma yokmuş. Bunu size söylediler mi? Yoo, niye söylesinler ki




Tüm Yazıyı Oku

KIZILAY Hasta Olmak Suç Mu?



Kızılay Üsküdar Şubesi'ne muayene olmaya gittiğimde nedendir bilinmez muayenem doktorlar tarafından azarlanmakla başladı. Konuyu müdüriyete ilettiğimde de farklı bir durumla karşılaşmadım. Sanki hastane değil, hasta değilsiniz, garip tutum içindeler. .

En son göz muayenesi için gittiğimde benzer bir olay yaşadım. Göz muayenesinde önerdiği numaralarla göremediğimi söylediğim halde azarlayan bir tutumla öyle olması gerektiğinde ısrar etti.

Sonuç olarak ben bir başka doktora daha muayene olup gözlük almak zorunda kaldım. Kızılay Üsküdar Şubesi'ne giderseniz hazırlıklı olun suç işlemiş muamelesi görmeniz çok doğal.

Tüm Yazıyı Oku

KIZILAY'daki Yanlış Teşhis Yüzünden Mağdur Olduk!

Bundan yaklaşık bir ay önce annemin boyun bölgesinde bir şişlik oluştu. Biz de Kızılay'a götürdük. Sanırım 1 numaralı dâhiliye olsa gerek. Aylin isminde bir doktor muayene etti. Kan tahlili aldı yok bir şey, yağ bezesi dedi. İlaç yazdı, iyileşmezse bir hafta içersinde gel dedi. Bir hafta oldu iyileşmemekte inat eden şişlik büyümeye başladı. Tabi ikinci kez gittik, bu sefer ilacı değiştirdi başka bir ilaçla gönderdi. İlacı kullanıyor kullanmasına ama şişlik küçülmek yerine büyüyor ağrılar artıyordu. Bunun üzerine özel poliklinik olan Dr. Erdem Çankaya Polikliniğine götürdük.

Annemi orada doktor baktı ve inceledi sonuç olarak tümörden şüpheleniyorum çok da hızlı büyüyen cinsine benziyor dedi ve anneme Vakıf Gureba Hastanesine gitmesini söyledi. Bunun üzerine oraya gittik hastanede muayene edildi ve ameliyathaneden gün alındı. Annem ameliyat oldu parçayı oradan çıkardılar ve eklediler parça çok riskli bir bölgedeymiş biraz daha geç kalsak kötü son olacakmış. Acaba soruyorum bilmeden incelemeden nasıl tanıyor doktor. Yönlendir bizi biyopsi vs. yapılsın. Türkiye Kızılay derneğinden ricam soruşturma açılsın. Eğer ki böle bir şey olmazsa ben hukuki yollara başvurup bizim bağışlarımızla ayakta duran Kızılay derneğinden tazminat almaya mecbur kalacağım

08 Mayıs 2006
sikayetvar.com

Tüm Yazıyı Oku

Garanti Bankası Internet Sitesinde 74.000 YTL Soygun



Ben Lütfi Cem Polatoğlu’nun senelerdir gerek şahsi, gerekse şirketlerimin (eskisi Prontotour-şu an ise BARACUDATOUR) hesapları Ortaklar Caddesi ve Moda şubesinde bulunmaktadır. 21.04.2005 tarihinde Saat:13.09 da cep telefonuma 124-6695342 hesabınızdan internet şubesi ile 44.000 YTL lik “havaleniz gerçekleşmiştir” mesajı aldım. Derhal GARANTİ internet bankama girip ne olduğunu anlamaya çalıştım. Ancak defalarca şifremi doğru yazmama rağmen ne şahsi nede şirket hesabıma giremedim.

Korkuyla derhal bankamı aradım, (Ortaklar Şubesi). Cebime yapmadığım bir havalenin mesajı geldiğini belirttim ve internet hesabıma giremediğimi söyledim. Bana tekrar denememi, bazen böyle sorunlar olduğu söylendi. Hatalı bendim demek, ısrarla hatta iken birkaç kez daha denedim… ama 3 kez den fazla şifremi girmeme rağmen bloke de etmiyordu hesabı.. Bayandan hesabımın detaylarını aldım. Şahsimden paralar şirket hesabıma aktarılmış, oradan da dövizler bozdurulup HSBC Sarıyer şubesine ADNAN ÖZTEKİN adına birkaç kez EFT geçilmiş. (Toplam 74.000 YTL) Tabi bu bilgileri almak için harcanan vakti hesap edin. Derhal benim portföy yöneticim Sn.Aslı Duruk ile görüştüm. Durumu anlattım. Merkezi arayıp derhal bana döneceğini belirtti. Kendisi 15-20 dk sonra bana döndüğünde, Garanti Bankası istihbarat bölümü ile görüştüğünü, Onların derhal harakete geçtiğini, detayları bana bildireceğini söyledi. 2. Kez aradığında İstihbarattan gelen bilgilere göre para aktarılan HSBC Sarıyer’deki ADNAN ÖZTEKİN’in “telefon bankacılığı ile” (Kullanılan telefonlar 0555 637 1187, 0212 2811408, 212 5481476) parayı HSBC İKİTELLİ şubesine “NECATİ KARAKAYA” adına yollandığını belirtmiş ve paranın “BLOKE” edilmesi için benim derhal ŞİŞLİ C.BAŞSAVCILIĞINA gidip yazıyı kendisine fakslamamı istemiştir. Derhal tarafımızca şahsi kanallar vasıtası ile HSBC İkitelli Md.’nün “cep telefonu” na ulaşılmış ve para “BLOKE ETTİRİLMİŞTİR” Daha Sonra, Adliye ye gidilmiş ve dilekçe verilmiştir.

Mesele “halloldu” diye düşünerek Ortaklar caddesine gittim. Oradan tekrar HSBC yi aradık, durum nedir diye sorduk. (Aslı hanımın sekreteri sordu) Ve o an öğrendik ki (yeni olarak) gönderilen paralardan biri 32.000 YTL “ANADOLU FİNANS KURUMU” İKİTELLİ Şubesine “OSMAN NURİ DİKEÇ” adına yollanmış ve o para ÇEKİLMİŞ….

GARANTİ BANKASININ Senelerdir yaptığı reklamlara güvenerek ve hatta tüm turizm çevremi de ikna ederek açtırdığım hesabın bu kadar GÜVENSİZ olduğuna şahit oluyorum. Ayrıca daha sonra alınabilecek önlemler açısından da personelin iHMALi olduğunu düşünüyorum. Çünkü çalınan parayı HSBC deki gibi bloke ettirebilme şansımı da YOK ETTİLER…

Bu nedenle aşağıda belirtilen nedenlerden ötürü en kısa zamanda “mağduriyetimin giderilmesini” istedim. Ancak GARANTi BANKASINDAN yanıt ve muhatap dahi bulamadım.



NEDEN PARAMI GERİ İSTİYORUM ?

Olay Tam netleşmedi ama tahminim şöyle gelişti. Ya bir "keylogger" kullanıldı, yani bir "virüs"le Bilgisayarıma giren "HACKER" özel programı ile şifreleri okudu, veya benim üstte sürekli kullandığım web sayfaları listesi ve sık kullanılanlar listesine kendi hazırladığı GARANTI BANKASI sitesini koydu. (çünkü 1 hafta önce hatırladığım kadarıyla üstteki sık kullanılanlara bastığımda onlarca adres yerine sadece kendi sitem ve Garanti bankası sitesi vardı. Ve ben garantiyi seçip işlem yapmaya çalıştım. Şifreyi işte ozaman girmiş veya "değitir" demiş ve değiştirmiş olabilirim. Daha sonra da paranın yüksek olduğu gün bu işlemi gerçekleştirdi.



Oysa Ben Garanti Bankasını sistemlerinin çok zayıf olduğu konusunda geçen sene uyarmış ve bir fax çekmiştim.



1) Dünyanın hiçbir internet bankacılığında sadece hesap numarası, hiç değişmeyen bir PAROLA ve 2 ayda bir değişen şifre ile hesaba girilmez ve islem sonunda da „sağ üst butona basarak“ çıkılmaz. Buna da bahane olarak „Müşteri Sıkılıyor“ diyemezsin. Sen önlemlerini alırsın, istemeyen bir müracatla ve ya bir butona basarak isterse „sadece hesap numarası ile“ işlemini yapsın. Ama beni mağdur etmeye hakkın yok. Dünyada birtek GARANTİ de böyle.

2) Her işlem sonunda da mutlaka bir İŞLEM SONU ŞİFRESİ olmalı. Dünyada birtek Garanti Bankası’nda bir İŞLEM SONU ŞİFRESİ YOK. (Olsaydı 2. olasılıkta Hacker kendi sitesine benim hesaplarımın aynı parasını koyamayacağı, tüm detayları işleyemeyeceği için beni-bankamı soyamazdı)

3) Garanti Bankası internet sitesinde GÜVENLİKLİ ÇIKIŞ BUTONU YOK. (sol altta yazan standart „çıkış“ butonu aynı anlamı taşımıyor-tatmin etmiyor) Bu durumda siz sağ üst köşeden kapatsanız bile bilgisayarınız açık kalabiliyor. Öyle olmasa neden dünyanın tüm bankaları sitelerinden çıkış için böyle bir „buton“ kullansınlar.?

4) Haraketli klavye önemli. (Hemen hemen tüm bankalarda var) Dünyada birtek GARANTİ de yok. Değişken klavye daha da önemli (Ör YKB ve diğerleri) ama TIKLAMADAN harflerin üstüne gelerek ulaşılan klavye en güvenlisi. (AKBANK). Çünkü „hacker“ sizi görmüyor klavye vuruşlarınızdan veya tıklamalarınızdan şifrenizi çözebiliyor. Böyle olsaydı hacker benim vuruşlarımdan şifremi tanıyacak mıydı? HAYIR !

5) Diğer bankalarda 1 kez bile şifreyi yanlış girseniz bir sonrasında sizi uyarıyor. Garantide uyarı yok. Böylece benden evvel hatalı giren (deneyen) i sezmem imkansız.

6) Hesap no, şifre ve paroladan sonra Herseferinde değişken sorular olmalı. 10 soru sürekli değişerek herseferinde size sorulmalı. (Ör.iş Bankası). İsterseniz kendi sorunuzu kendiniz yaratıyorsunuz. Böyle birşey olsaydı acaba bu hacker bu 10 soruyu tek tek aşabilecekmiydi? HAYIR !!!

7) İnternet şifremiz için form doldururken hangi IP numaralarından (Hangi bilgisayarlardan) giriş izni olsun diye sorarlar. Herkez ve heryerden girsin seçeneği de vardır. Sizde isterseniz sadece evdeki, işyerindeki ve varsa dizüstü bilgisayarınızın IP lerini verirsiniz. (bilmiyorsanız bankaya bir mail atmanız yeterlidir-ADSL kullanıyorsanız ayrıca statik IP olmalı). Bu durumda bunların harici hiçbir bilgisayardan işlem yapılamaz. Not. Iş bankası servis sağlayıcılar yolu ile bir çözüm bulmuş. Tam Doğru değil ama herkesten 1 adım ileri.

8) GARANTİ BANKASI Güvenlik kalkanı ve Norton Antivirüs programları bilgisayarımıza download edilmiştir. Ancak teknik arkadaşlarınızın da belirttiği üzere (Nusret Karakaya) ya „hacker“ tarafından kolayca devre dışı bırakılmaktadır, yada bu program bazı programlar ile çakıştığı için devre dışı kalmaktadır. Bu da yani böyle yanlış bir program kullanmak da GARANTİ BANKASI nın güvenlik sorunudur.

9) IP numaralarını serbest de bıraksanız bir önceki bilgisayar harici başka bilgisayardan hesabınıza girdiyseniz "FLAŞ FLAŞ" yapar ve "BAŞKA BİR BİLGİSAYARDAN GİRDİNİZ" der. Eğer bu bile olsa benim hesabıma başkası girdiğinde sürekli iş yerinden giren ben, bir sonraki girişimde "FLAŞ FLAŞ" yapacak olan site vasısatıyla ben "BAŞKASININ SİSTEME GİRDİĞİNİ ANLARDIM" ve böylece hacker başarısız olacaktı.

10) Dünyanın hangi bankasında siz telefon bankacılığını "ANKESÖRLÜ TELEFONLA" yapabilirsiniz.? Ama Ne yazıkki bu Türkiye de mümkün. Bankada ise 900 lü hatlara çıkış kapalı ama.

11) Polisin dediğine göre sahte kimlik Türkiye de çok yaygın, hatta tahtakalede "piyasası bile var" "YÜZMİLYON TL" Al birkaçtane, Bankada hesap aç, kredi kartı al, şirket kur. Benim olaydada HSBC ye hesap açılmış, GARANTİ'deki paralar oraya aktarılmış, başka bir sahte kimlikle de paralar çekilmiş. Bu durumda GARANTİ BANKASINA RUCU HAKKI tanımalı.



Ve en ÖNEMLİSİ

12) Ve benim en çok itiraz ettiğim konu;

Garanti bankasından bana verilen ilk informasyona göre Paraların sadece HSBC Sarıyerden, HSBC İkitelliye isme havale olduğudur. Ve ben de direkt ikitelli HSBC Şube Md.Serdar beyin cebine ulaşıp parayı bloke ettirdim. daha sonra Savcılık işlemlerini tamamladım. (bunlar da belgelidir)

Ohh kurtulduk dedikten sonra bankam Garanti Ortaklar Şubesine gittim, oradan durum teyidi için Sekreter’e HSBC Sarıyeri arattım ki ne duyayım. Paranın bir kısmı ANADOLU FİNANS KURUMU'na gitmiş... Tabi anadolu finans kurumunu aradığımda ve savcılığa başvurduğumuzda (EK-2) herşey çok geçti.... PARAM ÇEKİLMİŞ…

Işte BU ÇOK BÜYÜK BİR İHMALDİR. HATADIR. Bunlar başıma gelebilir diye belli bir rakkam sonrası havale ve EFT ler için cep telefonuma ücretini de kendim ödediğim UYARI mesajına kayıt oldum. Ama …………………………SONUÇ ???

Saygılarımla

L.Cem Polatoğlu – 0212 212 3030 pbx - 0532 214 6136

Tüm Yazıyı Oku

Yine GARANTİ. Ve öbürleriyle aynı..

ALİ HALDENBİLEN

Garanti Bankası Bostancı Şubesi Müşteri Temsilcisinden apartmanımızda kat maliki 2. bir kişiyle birlikte, asansör avanslarının aylık toplanıp, (300 ytl) elma hesabında ( banka yatırım fonu) biriktirilmesi, yeterli miktara ulaştığında çekilebilmesi için 2 kişi 2 imza ile yetkili bir hesap açılması talebinde bulunduk.

Yaklaşık 6-7 ay sonra gördüm ki, Bir yanlışlık sonucu olduğu söylenen, tek imza ile ve hatta internetten bile para çekilebilen bir hesap oluşturulmuş.

Hesap cüzdanında adı geçen 2. kişinin çalışanlarının yanlışlıkla hesaptan para çekmiş olduğunu gördüğümde, Hesabı açan müşteri temsilcisiyle olay sonrası hemen yaptığım 2. görüşmede; hesabı yanlış açtıklarını ve düzeltilmesi gerektiğini söylememe karşılık, bunun için 2 kişinin birlikte başvurusu gerektiği söylenmiştir. 2 yıl süresince böyle bir başvuru gerçekleştirilememiş, hesap 2 kişinin de parayı tek başına çekebileceği, internete açık bir konumda kalmıştır.

Yaklaşık geçen 2 yıl sonuda ben elektronik posta kutusunda İş bankası e mail'lerime bakarken, aradaki garanti bankası mailini de açmış ve böylece internet hırsızlarına yakalanmış şifremi onlara kaptırmış oldum...

Hesabı, açıldığı ilk günlerdeki yanlış para çekilişi dışında tamamıyla tasarruf amaçlı kullanan biz, ve verildiği süre içinde sadece taksitli ya da tek alışverişlerde kullandığım kredi kartı, fatura ödemeleri için açılan ve hiçbir zaman para çekilmemiş olan banka ek hesapları, banka nezdindeki bu üç ayrı hesap bir kaç günde boşaltılmış, benim ve bankanın hiç haberi olmamıştır.

Benim de yanlışım ve ihmalim bulunmakla birlikte, burada ilk suçlu, verilen direktifler sonrası doğru işlem gerçekleştirmeyen banka şubesi çalışanı müşteri temsilcisidir.

Bugüne kadar bankayla şube ve genel müdürlük düzeyinde kurmaya çalıştığım kontaklar ( yüz yüze, telefonla, e mail yoluyla) sonuçsuz kalmıştır. ( 216 362 ....ve 216 372 .... no.lu telefonlarımla banka şube ve genel müdürlükle yaptığım konuşmaların delil olarak istenmesini talep ediyorum.)

Bu tavırlar sonucu Bankaya gerekli ihtarname çekildikten sonra , savcılığa da suç duyurusunda bulunmama rağmen aradan geçen bir yıl zarfında ne bir takipsizlik kararı, ne de başka bir sonuç çıkmamıştır.

Bankadan ek hesabımın kapatılması talep edilmiş, bir yanıt alınamamış, savcılık ve dava sonucuna kadar hesabın dondurulması talep edilmiş bir sonuç alınamamış ve en sonunda ara ödemeleler dışında, istenen 696 ytl için 700 ytl bankaya yatırılmış yine bir sonuç alınamamıştır. Hesabın hala her ne hikmetse - 30 ytl olarak işlediği ekstrelerle bildirilmektedir. Banka hırsızlık işlemlerlerinden aldığı komisyon ve faizlerle yetinmemiş, hala tüm başvurulara rağmen hırsızlık sonucu işlemlerin faizini kat be kat almayı sürdürmektedir.

Aynı işlemler kredi kartım için de geçerlidir. Çalıntı para üzerinden yapılan faiz yürütmeleri ile beni 3.500 ytl lik bir icra borcu altına sokmuştur.(kredi kartı limiti 2.400 ytl dir.)

Tasarruf mevduatımızdan çalınan yaklaşık 5.000 ytl ile buradaki kaybım, toplamda, diğer ara ödemelerle birlikte 10.000 ytl yi geçmektedir.

Başta da belirttiğim gibi burada ilk suçlu hesap açılışında verilen talimata uymayan, uyarıldığı halde düzeltmeyen banka müşteri temsilcisidir.

Bu arada, olayın gerçekleşmesinden 3-4 ay sonra Mayıs 2006 da hırsızlığı gerçekleştiren kişiler yakalanıp, tutuklanmışlardır. Bu kişiler sahte kimlikli banka müşterisi görünümündeki kişilerdir. Çünkü banka müşteri porföyünü genişletmek amacıyla köşebaşı bankacılığının her türlü gereğini yaparak, girişlerde her türlü kolaylıklar göstererek, sahtekarlığa göz kırpmakta, parasını garantiye almak için hesabım çift imzalıdır, böyle istedik, yanlış yapmışsınız dediğimde işi yokuşa sürmekte, işlemi gerçekleştirmekten kaçınmaktadır, kaçınmıştır.

Aynı olayları kredi kartı aldığımda da yaşamıştım ama ancak bugün görebiliyorum bankanın gerçek yüzünü...

Bir telekom şubesi içine yerleştirilmiş bankodan bir kimlik fotokopisiyle almıştım kredi kartını...Sırada bekleyen diğer bir kaç yurttaş gibi. Ayak üstü sorulan sorular ve yanlış geçirilen cevaplar... 2 yılda telefonla düzeltemedim ev adresimin kapı ve daire numarasını... internetten düzeltmeler yaptım nafile... Ekstre hesabımı e mailime istedim ayrıca kabul de edildi. Ben de böylece 5 YTL bonus kazanacaktım sözde... Duyuruları o yöndeydi. Bonuslarıyla köşe döndüreceklerdi 5 YTL ile... bedava alışverişler yapacaktım!!! Ama yine nafile... Her ay banka hesabı ve kredi kartı ekstreleri yağdı. Yanlış kapı numaralı adresime... Çünkü gönderdikleri adres, benim adresimden çok da farklı, bulunamayacak gibi değil onun için.

Kaldığım ve bildirdiğim adres: Kocayol Yağmur Sokak 9/10 kat 5 BOSTANCI. Bir türlü düzelttiremediğim ve gönderdikleri adres ise: Kocayol Yağmur Sokak No 5 Kortaş 5/10 Bostancı

Bunun neden düzeltilemediğini ise ne yazık ki gene bugünlerde anlıyorum ...
Önceden kartla ilgili görüşmelerimde anamın kızlık soyadının 3. ve 5. harfine kadar doğru cevaplayıp kapı numarasına gelince ellerindeki bilgiye uymadığı için, özür dileriz yanlış, size yardımcı olamıyacağız deniliyordu. Şimdi anlıyorum ki durum çok basit ve çok farklı imiş.

Evet icra takibi için gönderilen ilk ihtar postası, yine her ne hikmetse adresde bulunamadığım ve tanınmayan bir kişi olduğum için süre aşımıyla doğrudan takibe koyulmuş. Banka avukatının ifadesi bu. 3 yıl bulunan adres, istenmediği halde gönderilen postalar var, ama bu kez icra yürütülecek. Posta yerine ulaşmamış. Ola ki usulüne uygun. Peki burada bir tek usulle hak, adalet ve hukuk yerini buluyor mu.

Bu banka, müşterisinden, günlük karlarını realize etme adına, şahsımı aşağalıyan bir tutum içine girmiştir. Bu tutum, ne ticari ahlaka ne insanlığa sığacak bir tutumdur. Ben sadece gündelik karı için müşteri ilşkisi kuran büyük banka iddasındaki böyle bir , ki belki de öyle, ticaret mantığını anlamıyorum. Geleceği olan ve belki de bugün daha fazla risk taşıyan internet bankacılığında tasarruf sigortası olmamasını anlıyamıyorum. Kendi kendime diyorum ki, hani yarısı yabancı sermayeye satılan adı garanti koskoca bir ulusal banka olmasa adi hırsızlarla ortak çalışan tefeci kuruluşu diyeceğim. bu olay karşısında. O da değil...

Adeta ; müşteri memnuniyetini, haklı ya da haksızlığını değil, uzun vadeli müşteri kazanımını hiç değil, gündelik karını, hırsız işlemleriyle dahi olsa,aktif hale getirip, bir an önce katlamaya çalışan bir çabanın içinde gibi görünümekte...

Ben 30 yıldır kesintisiz, bir kamu kurumunda saygın bir görevde çalışıyorum... Hayatım boyunca icrayla muhatap olmadım. Nedir bu yangından mal kaçırırcasına icra oyunları, hep böylemidir? Nedendir, aktarılan olaylar sonucu, kapatılması istenen hesaptan, sineğin yağını çıkarırcasına benzeri ve hem de fahiş faiz talepleri... Hem de bankanız internet hırsılığında güvenlik çemberinizin nasreddin Hocanın kilidi örneğindeki gibi göstermelik oluşu sonucu yol geçen hanına dönmüşken.

Benim çalıştığım dönemde, bankanın, internet bankacılığında, güvenlik açısından sıfır olduğunu bugün görebiliyorum. 2 bankada daha internet hesabım var. Aynı dönemde bu bankalarda işlem yapmak için müşteri kodu ve şifresinin yanı sıra, özlük soruları ve işlem parolası 2 aşamalı ve her işlem için ayrı sorularla isteniyor. Güvenlik açısından bu bir duvar. Adı geçen bankada durum, bugün nedir bilmiyorum ama, olayımda yaşadığım durum, şifremi ele geçiren hırsızlar 1 - 2 hafta bir şifre numarası ile cirit atmışlar. Bu durumda bankanın işlem ve komisyon faiz karı artmış ve benim de zararım katlanmış oluyor. Bu mu bankacılık.

Gene bu bankayla çalıştığım günlerde, internet bankacılığı yaptığı sitede, reklamcılığı ön planda tutan mantığıyla, kendi güvenlik duyurularını bile kapatan bir grafikle neyin ne olduğu anlaşılmaz bir tasarımda sayfa sunmaktaydı. Tarih şubat 2005. Bankayla o sırada yapılan telefon konuşmalarında bu kayıtlar vardır ve sanırım uyarılarım sonrası o günlerde bu sayfa değiştirilmiştir ... tarih raslantı olamaz.

Sözün özü;

Banka şubesi kendi personelinin yanlış işlemi sonucu bir dizi olumsuzluklara neden olmuştur. Bu olumsuzlukları hazırlayan tavır, banka yönetiminin genelinde vardır. Hırsızları kuruluş içine davet eden kendi yanlış, kar hırslı, tutum ve davranışlarıdır. Kredi kartı verilirken bana ayak üstü bir sözleşme imzalatılmıştır. Karınca duasını andıran bu sözleşme hukuk dışıdır. Ama istemediğimi belirttiğim halde 2 gün içinde yine elime ulaştırabildikleri (yukarıdaki adres) kredi kartı ve sözleşme benzeri metin okunaklıdır.

Bu durumlar karşısında, hakkımda yürütülen icranın durdurulmasını ve hesaptan çalınan ve fazladan yapılmış olan banka ödemelerimin yasal faiziyle muhatap bankadan geri ödenmesini sayın mahkemenizden talep ediyorum.

Saygılarımla

Ali Haldenbilen

Tüm Yazıyı Oku

Denizbank internet şubesini kullanmayın...

Ahmet ÇETİN

Denizbank ile yaklaşık 4-5 yıldır çalışıyorum. Bankanın Kredi Kartı, Kredili Mevduat Hesabı ve İnternet Şubesi anlaşmam mevcut. Geçen aya kadar banka ile herhangi bir sorun yaşamadım. İnternet şubesini de son bir yıldır ara sıra kullanıyor ve güvenlik önlemlerine de dikkat ediyorum. Ancak, 12 Ekim 2006 tarihinde hesaplarımı kontrol için evimden internet şubesine girdiğimde;

KMH Hesabımdan;
1. Bilgim olmaksızın, 23.09.2006 tarihinde, (cumartesi gecesi) muhtemelen internet ortamında, önce 750 ytl, kendi hesabıma ait – 361 kod numaralı hesaba havale yapılmış, ardından ileri tarihli havale talimatı verilerek, 25.09.2006 tarihinde KMH hesabımdaki 950 ytl. Muzaffer Derse isimli şahsa ait yine Denizbank Beyoğlu şubenizde tanımlı 1696699 nolu hesaba havale edildiğini farkettim.
2. Aynı gün Denizbank’ın 444 0 800 nolu servisi telefon ile arayarak durumu bildirdiğimde bana hesaplarıma bloke koymamın uygun olacağı söylendi bende Kredi kartımı, internet şifrelerimi, KMH hesabımı bloke ettirdim. Yine aynı görevli benden Harcama İtiraz Formu istedi bende formu doldurup gönderdim. Ertesi gün formu tekrar doldurup aynı numaraya yeniden faxladım. Denizbank’ın web sitesine de sorunumu tekrar ilettim.

Bana (mail adresime) 18 Ekim 2006 tarihinde şu cevabı gönderdiler:

Sn. Ahmet Çetin,
Tarafımıza iletmiş olduğunuz konuya ilişkin yanıtımız aşağıdaki gibidir.
Bankamızda iletmiş olduğunuz konuyla ilgili dilekçenize ulaşılamamıştır. Savcılığa suç duyurusunda bulunmanız gerekmektedir. Ayrıca, savcılık dilekçeniz ile birlikte şubenize ve İnternet bankacılığımıza bildirimde bulunabilirsiniz. Konuyla ilgili takibi şubeniz aracılığıyla yapmanız gerekmektedir.
Bilgilerinize sunarız.

Daha neyi bildireceğim. Bankaya iki kez Harcama İtiraz Formu gönderdim. 3 kez Müşteri hizmetlerini aradım (bilindiği gibi görüşme öncesinde ses kaydı alındığı bildirilmektedir.) Benim mağduriyetim var her yolu kullanarak vakit geçirmeden bilgi vermek, sorunumu çözmek istiyorum, benden dilekçe isteniyor. İnternetten girilen bir kayıt delil değil mi? İki tane imzalı harcama formu delil değil mi?
Adam aynı internet şubesinden benim paramı gasp etti.

Olayın ilginç yanı param Denizbank’ın başka bir şubesine havale edilmiş.

Cumhuriyet Baş Savcılına da suç duyurusunda bulundum. Ama Denizbank bu konuyu çözmek için hiç bir çaba sarf etmedi, edeceğini de sanmıyorum.

Olayı fark edip, bildirmemin üzerinden 8 gün geçti hiçbir bilgi verilmedi bekliyorlar.

Bakalım ne kadar bekleyecekler.

sanalbankamagdurlari.com

Tüm Yazıyı Oku

DENİZBANK Çalışanının Hoş Olmayan Davranışı!


20 Kasım 2006
15.11.2006 tarihinde denizbank Denizli şube müdürünün hak etmediğim halde nezaket dışı davranışlarına maruz kaldığımı denizbank 4440801 hattına şikayetimi bildirmiştim. . . Dünkü olay sonucunda müşteri hizmetlerinin bana dönüşü olduğunda onlara benim onun odasında olduğunu belirtmiş, odamdan çıkması için söyledim gibilerinden ifadeler kullandığını öğrendim. Ama ben dün onun odasının kapısının önündeydim içeriye adım atmadım sadece genel müdürlükle görüşeceğim (memuru için) o kişiyi aramanıza gerek yok diye normal bir ses tonum belirttim.

Bunun karşılığında nezaketsizce gitmemi söyleyip daha sonra da bana masasından kalkıp kapıya bana nereyi ararsan ara ifadelerini kullanmıştır. Banka görüntülerine bakılıp odasında olup olmadığımın genel müdürlük tarafından bilinmesini talep ediyorum

Tüm Yazıyı Oku

DENİZBANK’ın Kart Ücreti

1 yıl önce Denizbank Bonus Kredi Kartı aldım. Alırken özellikle üyelik aidatı var mı diye sordum. Yanıt olarak; “her ay 250 YTL harcarsanız yok” dediler. Bunun üzerine kartı aldım. Harcamalarım her ay bu rakamın üzerinde oldu. Aralık ayında bana yıllık aidat adı altında 25 YTL'lik ekstre geldi.

Kartımı iptal için başvurduğumda istersem bu ücretin banden alınmayacağını söyledi. Kartı iptal edince de kartımı tekrar aktif hale getirebileklerini beni müşteri olarak kaybetmek istemediklerini söylediler. (Böyle kaz nerede bulunur diye düşünmüşler herhalde) Email ile kapatacağımı belirttikten sonra ismini bile yazmaktan çekinen, yanıt için 444'lü numaralarını aramamı öneren isimsizler herhalde 444'lü numaranın yanıt vermekten ziyade telekom şirketine ortakçasına (kimbilir bu 444'lü numaraların sahiplerinin isteğine göre arama ücretlerinin normalden yüksek olarak belirlenebileceğini farkın bir kısmının telefon numarası sahibine verilebilceğini duymuştum) telefonda menu den menu'ye geçerek kaybolmanın çok kolay ve de kendileri için kazançlı olabileceğini düşünmüş herhalde.

Daha sonra bu ücreti istersem ödememe seçeneği için bana mesaj geçtiklerini söyleyen başka denizbank palavracı memurlarından tutun da (bana böyle bir mesaj gelmedi) artık şikayet üzerine aidat almaktan vazgeçtikletini söyleyenlere kadar o kadar dolapçı banka çalışanını aynı callcenter da görmedim. Tabii benim kartı iptal ettirdiğimden sonra geri çark edip ücreti almayacaklarını belirtme küstahlığı gösterdiler. Daha önceleri bunun standart bir uygulama olduğunu herbanka gibi Denizbank'ın da bu ücreti almak durumunda olduğunu söylemeleri ve sonunda bundan tam geri çark etmeleri böyle bir banka ile çalışmamanın en doğru olacağını artık siz de anlamışsınızdır.

19 Aralık 2006
sikayetimvar.com

Tüm Yazıyı Oku

CARREFOUR'da Stant Fiyatları İle Kasa Fiyatları Farklılıklar Taşıyor!

Carrefour Ankara mağazasından 17.06.2006 tarihinde çok sayıda kitap ve VCD aldım. Ancak ödeme esnasında kasadaki fiyatların stanttaki . . fiyatlara göre daha yüksek olduğunu gördüm. Müşteri danışmanı ile görüşmemde, müşterilerin aldığı ürünleri yerine koymadığını bu nedenle ürünlerde özellikle hafta sonları fiyat farklılıkları yaşandığını, kasadaki fiyatın geçerli olacağını iletti.

Durumun kendilerinin sorumluluğunda olduğunu hatırlattığımda ise herhangi bir çözüm üretemeyeceklerinin ifade etti. Doğal olarak müşteri danışmanına tüketici yasasında yer alan "etiket, fiyat ve tarife listelerinde belirtilen fiyat ile kasa fiyatı arasında fark olması durumunda tüketici lehine olan fiyat üzerinden satış yapılır " maddesini hatırlatmak herhalde sadece kuru gürültü olurdu. Öyle ki en baştan çözüm üretemeyeceğini ve bunun hafta sonları sıkça yaşandığını zaten söylemişti.

sikayetimvar.com
20 Haziran 2006

Tüm Yazıyı Oku

CARREFOUR Bana Arızalı Laptop Satmış!

Bundan yaklaşık bir yıl önce Carrefour İçerenköy'den Asus a3e laptop almıştım. Laptop şu anda ikinci defa serviste arıza nedeniyle. Ben bu laptopla hiç DVD ya da CD yazmamıştım, çünkü işyerinde kullandığım için ihtiyaç duymadım. Diğer bilgisayarımdan yapıyordum bu işleri. Ancak Kasım ayında laptopu ekranı aniden gittiği için servise verecektim. Dosyalarımı yedeklemek istediğimde DVD-rewriterının çalışmadığını CD yada DVD yazmadığını gördüm. Birinci defa servise verdiğimde 1 hafta kaldı ve DVD optik sürücüyü komple yenisi ile değiştirdiler.

Carrefour bana DVD ve CD yazma arızası olan laptopu satmış. 30 gün içinde fark edemediğim için iade şansım olmadı. Geçen hafta içinde Carrefour elektronik şefi ile görüştüm ve laptopu ikinci defa arıza nedeniyle serviste olduğunu söyledim. 3 defa arızada kanunen iade ya da değişim hakkım olduğunu ve arızalı laptop sattıklarını söyledim.

Carrefour olarak para iadesi ya da değişim yapmayacaklarını söylediler. Asus Türkiye'de sadece tamir hizmeti verdiklerini para iadesi ve değişim yapmadıklarını söylüyor. Ben şimdi bu laptopu ne yapayım? Carrefour topu servise, servis Carrefour'a Carrefour elektronik ise ithalatçıya atıyor, ithalatçıya gidin diyor.

Ben uğraşmak istemiyorum ve en kısa zamanda Tüketici Mahkemesi'ne gideceğim. Carrefour nasıl bana arızalı ürün satar? Sonra da mesuliyet kabul etmiyorlar. Tam bir hayal kırıklığı.
25 Aralık 2006,
sikayetimvar.com

Tüm Yazıyı Oku

Carrefour vb otoparkta başınıza gelebilecekler


Bundan iki yıl önce eşimle birlikte İstanbul’un en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Carrefour’a uğrayıp, alışveriş yapma niyetindeydik.

Elimizde paketlerle döneceğimizi düşündüğümüzden, içinde dizüstü bilgisayarım, teybim vs olan çantamı, montlarımızı ve öncesinde yaptığımız alışveriş torbalarını uygun bir yerde arabanın arka bagajına yine uygun bir şekilde yerleştirip aracımızı özellikle karşılıklı iki kapı güvenliğinin bulunduğu noktaya park etmeyi uygun görmüştük (güvenlik ile aracın arasında neredeyse 2-3 metre vardı). Kısa bir sürede alışverişi tamamlayıp döndüğümüzde ise bir gariplik hissettik. Ön kapı kilidi kesici bir aletle yarılmış ve büyük ihtimalle arkasına bir araba çekilip (çünkü o kadar eşya ancak bu şekilde taşınabilirdi) tüm eşyalarımız çalınmıştı. O an yaşadığımız şoku anlatamam.

Göz göre göre adamlar gelmişler rahat rahat çalışmışlar ve o sırada her iki noktadaki güvenlikçi arkadaşların nedense arkaları dönükmüş ve görememişler. Hayır, eğer bu hırsızlık büyük bir alışveriş merkezinin otoparkında ve özellikle güvenliğin önünde olmasaydı, herhangi bir hırsızlıktan farkı olmayacaktı. Ama bu olay, İstanbul gibi bir büyük şehirde canınız ve malınızın güvenli sayılabilmesi gereken ortamlarda bile rahatlıkla gerçekleşiyorsa o zaman ne büyük bir tehdit altında olduğumuzun acı kanıtıdır.

Olaydan sonra gerek emniyet gerekse Carrefour nezdinde birçok şikayet girişimimiz oldu, ama ne yazık ki sonuç sıfır. Emniyetin yapacağı bir şey yoktu Carrefour ise üstüne bile alınmadı.

SUÇ ORANI YÜKSEK

Bu benim yaşadığım bir örnekti, benim gibi her gün yüzlerce kişinin canı yanıyor. Özellikle de İstanbul gibi suç oranı yüksek metropollerde, sadece otomobilinizin değil, canınızın da tehlikede olduğu, başınıza ne zaman ne geleceğinin belli olmadığı maalesef korkunç bir gerçek. . .

Emre ÖZPEYNİRCİ
hurriyet.com.tr

Tüm Yazıyı Oku

CARREFOUR'dan Aldığım Karışık Pizzadaki Ağır Koku!

24.12.2006 tarihli saat 15.30'da alınan ve fiş no:0066 olan yarım kilodan fazla aldığım pizzayı eve getirdiğimde yiyemedim. Üzerine eklenen et mamullerindeki ağır koku beni çok rahatsız etti. . .

Bu ürünleri hazırlarken seçtikleri et mamullerinin markasını çok merak ettim ve her biri kocaman parçalar halinde gelişigüzel doğranmıştı. Salam mı sucuk mu sosis mi yediğimi hiçbir şekilde anlamadım. Pratik olduğu ve çok sevdiğim için aldığım pizzayı bir parça yedikten sonra çöpe attım ve verdiğim 3.62 YTL'ye de yazık oldu.%

sikayetimvar.com

Tüm Yazıyı Oku

Carrefour Unlu Gıdalar Hijyenden Sınıfta Kaldı

Genelde alışverişlerimizi Carrrefour -Acıbadem 'den yaparız.

Ekmek ve tatlı türü şeylerde buna dahil.Zaman zaman özellikle fırın bölümündeki ürünlerle ilgili problemler yaşıyoruz.

Ve bunları bölüm şeflerine aktarız.Onlarda nazik bir şekilde özür dileyip, yenisini veya para iadesi yaparlar.

Her seferinde de bu bölümün problemleri olduğunu , bir türlü düzeltilemediğini, işçi problemleri olduğu, ayrıca fırın ve alet yetersizliği yaşadıklarını anlatıp dururlar. Sonuç ta hiçbir şekilde bunların düzeltildiğini göremedik.

Ben aslında dün birebir yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum ama önce şimdiye kadarki gördüklerimden aklıma gelenleri sıramalamak istiyorum.

- Yanmış ekmekler (atılacak derecede) satışa sunulur.

- Ekmeklerin altına dikkatli bakarsanız (kabuk kısmında ) küf vardır.
*Ben bunu bölüm şefine söylediğimde ekmeklerin mayalanma için koydukları bezlerin yaptığını ve bunu önlemek için sürekli bu bezlerin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Demekki değiştirilmiyor.

-Simitler zehir gibi tuzlu,

-Pasta bölümünden aldığınız sütlü tatlılar özellikle fırın sütlaçlar (ayni gün tarihli ) küflenmiş,

-Fiyatlara dikkat etmelisiniz ,1 KG olarak verilen fiyat üzerine koyulmuş, tartılıp fiyatlandırılmamış olabilir genelde,

-Hijyen konusu hiç önemli değildir.Camlı bölmeden içeri bakın, çalışanların üzerinde günlük kıyafetlere ilave bir önlük ve kısa ceketle o bölümde çalışırlar.ve genelde kirlenmiş gözükür.Yerlerin çok temiz olduğu da söylenemez.Ayrıca çalışanlar ekmekleri elleri ile tutarlar her yerde. Siz ekmek dilimlemek için rica edip eldiven tak dediğinizde sizi tersleyip takmazlar. Yani eldiven olayına sıcak bakmazlar.

Dün alışverişimiz esnasında 1 kg civarı Cevizli Baklava ve sütlaç aldık. Sütlaç ü.tarihi ve saat bile basılmış.Ürünleri alıp çıktık , ürünleri yerleştirirken eşim sütlacın küflü olduğunu gördü ve hemen gidip değiştirdi.(benim geri verme israrına rağmen )

Akşam evde baklavanın tadına bakmak istedik.Bir dilim aldım ve inanılmaz birşey oldu. Dilim bitip yuttuktan sonra ağzımın içi acı oldu. Çok açık ve net sanki tatlı değil acı biber yemiştim.Şaşırdım.Tatlı yiyorsunuz ve ağzınızın içi acı oluyor.Paniğe kapıldım , zehirlendim diye. Ayni şekilde yiyen eşimin de midesi bulandı. Ve geceyi huzursuz olarak geçirdik, ileriki saatlerde birşey olup hastanelere taşınmayalım diye. Bu arada kafam ne yediğimizdeydi.Böyle baklavayı acı yapan neydi , yağmıydı? içerisine konan başka kimyasal maddeler miydi? Anlaşılan böyle bizi yavaş yavaş zehirliyorlar dı. Ve biz bunun için para ödüyorduk.

Olayın diğer düşündürücü yanı, birincisi bu firmanın Türkiye'nin büyük bir kuruluşunun ortaklığı olması, ikincisi Fransız kuruluşu olması.İnsanların güvenerek alışveriş etmelerinin nedeni bu olsa gerek. Ama görülüyor ki bunlar yeterli değil.Acaba bunların Fransa 'daki şubelerinde bu tür olaylar olsa ne olurdu? Olması mümkün mü? Hiç sanmıyorum.

Az gelişmiş ülke insanları için bu ürünler ve hijyen şartları yeterli görülüyor olsa gerek . Nasıl olsa kontrol mekanizması yok, ceza yok, arada 3-5 müşteri bizler gibi şikayet etsede önemli değil. Nasıl olsa istedikleri para kazanılıyor, kar ediliyor.Bu arada az gelişmiş ülkenin , az gelişmiş insanları zehirlense, kanser riski olan ürünleri yese ne olur? Zaten onları kendi devleti, bu devletten beslenmiş, beslenen ortağı düşünmüyor da onlar mı düşünecek.

Eğer günün birinde birisi çıkıpta üzerine giderse o da kolay ortağı Türkiye'nin büyüklerinden hemen örtbas edilir , olay ortaya bile çıkarılmaz, çıkaran pişman edilir.

Lütfen arkadaşlar, Carrefour 'dan aldığınız ürünlere dikkat edin. Ucuzmuş gibi gösterilip sağlığımızla oynanıyor.

Televizyonlarda her ramazan ve bayram öncesi kameralar eşliğinde yapılan göstermelik denetimlerde küçük esnafın başına çökenler acaba buraları neden görmez ?

sikayetimvar.com

Tüm Yazıyı Oku

CARREFOUR Otoparkında Hırsızlık

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 2003/5039 Esas ve 8870 sayılı kararında belirtilmiştir. Karar içinde şu cümle geçmektedir.

"Her ne kadar ... " araçta meydana gelecek hasar ve kayıp eşyadan yönetimin sorumlu olmayacağı? sözleri yazılı ise de bu hüküm saklayanın güvenle saklama ve özen borcuna açıkça aykırılık teşkil ettiği için geçersizdir"

Bizlere sürekli belirtilen "sorumluluk müşteriye aittir" sözlerinin kendi sorumluklarını ortadan kaldırmadığı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 2003/5039 Esas ve 8870 sayılı kararında belirtilmiştir. Karar içinde şu cümle geçmektedir.

"Her ne kadar ... "araçta meydana gelecek hasar ve kayıp eşyadan yönetimin sorumlu olmayacağı? sözleri yazılı ise de bu hüküm saklayanın güvenle saklama ve özen borcuna açıkça aykırılık teşkil ettiği için geçersizdir"

sikayetimvar.com

Tüm Yazıyı Oku